37. SAFFAT / 145-146Sure Ayet Sayısı: 182 Kitap Sırası: 37 Nüzul Sırası: 56 Nüzul Yeri: MEKKE | Ardından onu, araya nebz ettik.
O sakimdi… üzerine kabak cinsinden bir şecere nebat ettik. | فَنَبَذْنَاهُ بِالْعَرَٓاءِ وَهُوَ سَق۪يمٌۚ | .145 | 145 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
nebeznâhu Kök: NBZ!Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
bil Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
arâi Kök: A:RYKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
huve Kök: zamirKelime: huveZamir Kelime Anlam: Munfasıl zamir. III. Şahıs
sakîmun. Kök: SK:MKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | | | وَاَنْبَتْنَا عَلَيْهِ شَجَرَةً مِنْ يَقْط۪ينٍۚ | .146 | 146 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
enbetnâ Kök: NBTKelime: nebtFiil, İF'AL Kalıbı, 1.nci, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Bitme, yerden çıkma. Bitkinin çıkması, meydana gelmesi. Ot.
aleyhi Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde.
şecereten Kök: ŞCRKelime: şecere ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Ağaç. Kütük. Saplı nebat. Soy. Sülale. Bir soyun bütün fertlerini gösterir cetvel. Dallı budaklı şey. Çetrefilli işler.
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
yaktînin. Kök: YK:T:Kelime: yaktin ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Kabak, kavun ve karpuz gibi dalları yerde yayılan bir nebat adı. | | | | |
Diğer Meal: Derken biz onu hasta bir hâlde sahile attık. Üzerine geniş yapraklı bir ağaç bitirdik.
|